Icon Icon

NE ARADIĞINI BİLMEDEN O YOLLARDA

Bir şeylere varmakta mıyım, bir şeylerden kaçmakta mı? Belirsizlikler içerisinde, her sabah aynı kalabalıkta kendimi arayan berbat bir insanım artık. Bu yüzden uzaklaşmam lazım. Gelibolu-Lapseki feribotlarında iki bardak çaylık samimiyetleri arayacak oluyor gözlerim. O rant için yıkılan eski salonlar gibi, devrilen binalar gibi bir şehri tüketiyorum tren garlarından. Aynı vagon içinde kaybolan yığınla insan, hep aynı istikameti bulmak için çabalıyorken geride kalanlara ulaşmak; direnişim bu. Nasıl yıkılmadan durabilirim kafa tutarken onca yumruğa? O ağız dolusu küfürlerle arşınladığım çıkmaz sokaklarda yutkunan her hatıra, sabaha karşı buğulanan camekanlarda yazılı. Terminal koltuklarında, bekleme odalarında, eski duraklarda, duruşma salonlarında her kaygı arkamdan gelecekken ne için bu çabalar, ne için sırtımda bu çanta?

Bir öyküyü bitirmek hayalinde miyim, bir öyküye başlamak yolunda mı? Bilemiyorum, bu Gülhane akşamlarını sevecek heves nerede bulunur artık. Bana kattığın ne varsa utancımın ürünü şimdi. Denizlere başımı eğip nereye gitsem, sana varacak gibi. Köprü altlarında beslediğin sahte duygularına kahır olacak, her bokun altından karşına çıkacaksam bu şehir gibi, yine bu kitaba gömülüp aynı satırlarda takılacağım demektir, yazık. Bu kitapta öykü çok; ama son sözü sen yazacaksın demektir.

Yeryüzüne düşmekte miyim, yeryüzüne uçmakta mı? Sevdiğim için mi yapıyorum bütün bunları, zaruriyetten mi? Ulan ne bileyim hangi bıçak hangi yarayı açtı. Şu vapurlara, trenlere binip gideceğim de beklemediğim ne var orada amına koyayım? Kenar mahallenin birinde, bir duvara dayanıp yitmek için mi bütün bu çaba? Yakamdaki insanlık kiriyle hangi şehre dalsam gökyüzü kararacak, ben hep aynı şarkıyı dinleyecek olurum. Şu garip ellerime zaptı zor suçlar yükleyecek yine kendim. Kafamda berbat düşünceler olacak, belki bir kadını yalnızca kadın olduğu için caddenin ortasında bıçaklamayı arzulayacağım. Belki barda rastladığım bir adama yalnızca ters anıma denk geldiği için şarjör boşaltacağım.

Bir öyle miyim, bir böyle mi? Sigarasını yakan bir adamın, bu işi birden çok tarzı göz önünde bulundurarak yaptığını ve bunu yaparken nelere dikkat ettiğini düşünerek uzun bir yola çıkabilirim. Veya Gogol'ün Ölü Canlar'ın ikinci cildini yaktıktan sonra pişman olup olmadığını, tekrar yazmaya çalışıp çalışmadığını, hatta aslında böyle bir şeyin olmayıp Gogol'ün rezil olmamak için uydurup uydurmadığını düşünerek de uzun bir yola çıkabilirim. Daha ileri gidip, bu olay paralel evrene merakımı artıracağından kendimi paralel evreni araştırmakla boğup bunun hakkında bir kitap yazarken bile bulabilirim. Sonra "Ulan," derim belki kendime, "bugün neysen ona göre planladın yarını." Plansız yaşamanın gerektiği hakkında bir savunma da yazarım bu konu hakkında. Bu böyle uzarsa bu işten iyice sıkılıp hayatı yanlış yönlerden ele aldığımı düşünerek Tanrı'dan güncelleme istemek için saçma sapan bir ülkenin tarihi mekanlarından birinde intihar ederek medyanın ilgisini de çekebilirim. Bunun bir eylem olduğunu ısrarla savunan muhalefet yancıları tüm halkı tedirgin edecek mesajlar verir daha sonra. Ama yine son noktayı koymak için aynı kalemi kullanırım. Bir öfkeyle kalkarsam aynı öfkeyle yürürüm o yolları.

Geldim yine o eski heveslerin izine dahi rastlayamadığım son duraklara.


Share this:

Hakkımda

0 yorum:

Yorum Gönder